OBJECTIVE: The most frequent reason of increased cardiovascular risk in patients with chronic kidney disease (CKD) is atherosclerosis. In our study, carotid intima media thickness (CIMT), an indirect indicator of atherosclerosis, were evaluated in varying degrees of renal failure.MATERIAL and METHODS: The study was conducted with four groups: Hemodialysis, peritoneal dialysis, pre-dialysis and control group. Age, gender, body mass index (BMI), smoking history, blood pressures of all groups; primary kidney disease, co-morbidities, dialysis duration in the patient groups were recorded. CIMT was measured in all groups by the same radiologist in addition to the hematological and biochemical tests. The groups were compared regarding laboratory and radiological fi ndings. RESULTS: With intergroup comparisons; the only statistically signifi cant difference was between the predialysis and the control groups. With correlation analysis; CIMT was found to be positively correlated with age, uric acid and hsCRP levels. It was seen with multivariate analysis that the main determinant of CIMT was age (B=0.006; beta=0.513; p=0.013). CONCLUSION: The correlation between stage of CKD and CIMT, which is an indirect indicator of atherosclerosis, has not been shown in the present study. However, its relationship with age and hsCRP showed that the age-infl ammation-atherosclerosis interrelationship accepted in the general population is also applicable to uremic patients.
AMAÇ: Kronik böbrek hastalığında (KBH) artmış kardiyovasküler hastalık riskinin en sık nedeni arteriyel sertleşmedir. Çalışmamızda, böbrek yetersizliğinin değişen evrelerinde arteriyel sertleşmenin bir göstergesi sayılan karotis intima media kalınlıkları (KİMK) incelenmiştir.GEREÇ ve YÖNTEMLER: Çalışma dört grup ile yürütülmüştür: Hemodiyaliz, periton diyalizi, pre-diyaliz ve kontrol grubu. Tüm gruplarda yaş, cinsiyet, vücut kitle indeksi (VKİ), sigara kullanım öyküsü, kan basıncı değerleri; hasta gruplarında birincil böbrek hastalıkları, eşlik eden hastalıklar, diyaliz süreleri kaydedildi. Tüm gruplarda hematolojik ve biyokimyasal tetkikler dışında tek bir radyolog tarafından KİMK ölçüldü. Gruplar laboratuvar ve radyolojik bulgular açısından karşılaştırıldı. BULGULAR: KİMK açısından gruplar arasında yapılan karşılaştırmada gruplar arası karşılaştırmada anlamlı tek fark diyaliz öncesi ve kontrol grupları arasında bulunmuştur (p=0,029). Korelasyon analizinde KİMK'nın yaş, ürik asit ve hsCRP ile pozitif korele olduğu saptandı. Çok değişkenli analizde; KİMK düzeylerinin başlıca belirleyicisinin sadece yaş (B=0,006; beta=0,513; p=0,013) olduğu görüldü. SONUÇ: Çalışmamızda, arteriyel sertleşmenin dolaylı bir göstergesi olan karotis intima-media kalınlığının KBH evresi ile korelasyonu gösterilememiştir. Ancak yaş ve hsCRP ile olan ilişkisi; genel popülasyonda kabul gören yaş-infl amasyon-ateroskleroz ilişkisinin üremik hastalarda da geçerli olduğunu göstermiştir.