DENTAL TREATMENT WITH GENERAL ANESTHESIA IN A CHILD WITH BERNARD SOULIER SYNDROME


Esen A.

INTERNATIONAL SIIRT CONFERENCE ON SCIENTIFIC RESEARCH, Siirt, Turkey, 5 - 07 November 2021, vol.3, pp.84-85

  • Publication Type: Conference Paper / Summary Text
  • Volume: 3
  • City: Siirt
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.84-85
  • Bezmialem Vakıf University Affiliated: Yes

Abstract

İntroduction

Bernard Soulier syndrome (BSS) was first reported in 1948 and is a rare (about 1/1 million) inherited coagulation disorder and it's characterized by giant platelets, low platelet count and prolonged bleeding time. Affected individuals are tend to excessive bleeding and spontaneous ecchymoses. In this presentation, we wanted to share a 14 years old case who will undergo dental intervention under general anesthesia.

Case

A 14-year-old, 60 kg male patient diagnosed with BSS was taken to the operating room for dental interventions. In addition to BSS, he had factor 7 deficiency, intermittent epileptic seizures, mild mental retardation, difficulty in communicating, mitral valve prolapse, atrial septal defect and left pulmonary artery stenosis. In the perioperative period, consulted with pediatric neurology and cardiology and  the intensive care bed was reserved because of comorbidities. Preoperative blood or blood product replacement was not needed because blood tests were within normal limits. For endocarditis prophylaxis, 1 g of ampicillin was administered intravenously to the patient half an hour before the operation. One unit of apheresis thrombocyte was prepared in line with the recommendations. No premedication was applied to the patient whose communication was limited and inactive. The patient's anesthesia and postoperative recovery period were uneventful. The bleeding tendency during the surgical procedure was higher than in normal patients, as expected. Absorbable hemostatic gelatin sponge was placed on the extraction areas. Hemostatic sponges were changed 3-4 times due to bleeding in these areas. During this procedure, gause compression was applied to ensure hemostasis by applying pressure and bleeding was controlled intermittently. After being observed in the recovery unit for 1 hour, he was taken to the service as there was no problem.

Discussion and Conclusion

Since the clinical course may be different in patients with Bernard Soulier syndrome, these patients should be examined in detail in the preoperative period and consulted with the relevant departments if necessary. Close perioperative hemodynamic monitoring is important because of the bleeding tendency. In addition, it should be kept in mind that intensive care follow-up may be needed in the postoperative period if there is some of comorbidities.

Key words: Bernard Soulier syndrome, Coagulation Disorder, Platelet count

Giriş

Bernard Soulier sendromu ilk kez 1948’de bildirilmiş, nadir görülen (yaklaşık 1/1milyon) kalıtsal bir pıhtılaşma bozukluğudur. Bildirilmiş birkaç otozomal dominant geçiş dışında otozomal resesif geçişli, dev trombositler, trombosit sayısında düşüklük ve uzamış kanama zamanı ile karakterizedir. Ortalama teşhis yaşı 16’dır. Etkilenmiş bireyler, kanamanın aşırı olmasına ve spontan ekimozlara eğilimlidirler. Bu sunumda biz, genel anestezi altında diş tedavisi yapılacak 14 yaşında bir olguyu paylaşmak istedik.

Olgu

Tanısı 6 aylıkken geçirdiği spontan intrakraniyal kanama sonrasında konulmuş 14 yaşında ve 60 kg ağırlığında erkek hasta dört adet diş çekimi ve dört adet diş tedavisi için ameliyathaneye alındı. Bernard Soulier sendromuna ek olarak faktör 7 eksikliği, intrakraniyal kanama sonrasında aralıklı devam eden epileptik nöbetleri, hafif mental retardasyonu, iletişim kurmada güçlüğü, mitral valv prolapsusu, atriyal septal defekti ve sol pulmoner arterde darlığı mevcuttu. Preoperatif dönemde pediyatrik nöroloji ve kardiyoloji ile konsülte edilen hasta için ek hastalıkları nedeniyle yoğun bakım yatağı rezerve edildi. Kan testleri normal sınırlarda olduğu için preoperatif kan ya da kan ürünü replasmanına ihtiyaç duyulmayan hastaya ameliyathaneye inmeden yarım saat önce endokardit profilaksisi için 1 gr ampisilin intravenöz olarak uygulandı. Yine öneriler doğrultusunda 1 ünite aferez trombosit hazırlandı. Ayrıca pediyatrik nöroloji önerileri doğrultusunda antiepileptik ilaçları düzenlendi. İletişimi sınırlı ve inaktif olan hastaya premedikasyon uygulanmadı. Hastanın anestezisi ve postoperatif derlenme dönemi sorunsuz seyretti. Cerrahi işlem sırasında kanama eğilimi, beklendiği gibi, normal hastalara göre fazlaydı. Diş çekimi en sona bırakıldı. Çekim yapılan alanlara emilebilir hemostatik jelatin sünger konuldu. Bu alanlardaki kanama nedeniyle hemostatik süngerler 3-4 kez değiştirildi. Bu süreç esnasında baskı uygulayarak hemostaza yardımcı olmak için fındık boyutunda gaz kompres uygulandı ve kanama aralıklı olarak kontrol edildi. Derlenme ünitesinde 1 saat gözlendikten sonra sorun olmaması üzerine servise alındı. Ameliyatın ertesi günü pediyatrik nöroloji ve kardiyoloji tarafından tekrar değerlendirilen hasta taburcu edildi.

Tartışma ve sonuç

Bernard Soulier sendromlu hastalarda klinik seyir farklı olabildiğinden, bu hastalar preoperatif dönemde ayrıntılı bir şekilde incelenmeli ve gerekli bölümlerle konsülte edilmelidir. Kanama eğilimi nedeniyle peroperatif yakın hemodinamik takip önemlidir. Ayrıca komorbiditelerin olması durumunda postoperatif dönemde yoğun bakım takibine ihtiyaç duyulabileceği akılda tutulmalıdır.

Anahtar kelimeler: Bernard Soulier sendromu, Pıhtılaşma Bozukluğu, Trombosit sayısı