Anneler ve Kızları: Travmatik Doğum Deneyiminin Nesiller Arası Aktarımı


Creative Commons License

Çinar Ş., Kartal Y. A., Bulut A., Meşedüzü M.

12. ULUSLARARASI İSTANBUL BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRELERİ, Ankara, Turkey, 21 - 23 January 2023, pp.185-189

  • Publication Type: Conference Paper / Full Text
  • City: Ankara
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.185-189
  • Bezmialem Vakıf University Affiliated: Yes

Abstract

ANNELER VE KIZLARI: TRAVMATİK DOĞUM

DENEYİMİNİN NESİLLER ARASI AKTARIMI

ŞERİFE ÇINAR1 YASEMİN AYDIN KARTAL2 ALEYNA BULUT3 MERVE

MEŞEDÜZÜ4

1Arş. Gör., İstanbul Medipol Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ebelik Bölümü, ORCID NO: 0000-0002-0855-0133

2Doç. Dr., Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ebelik Bölümü, ORCID NO: 0000-0001-7464-945X

3Arş. Gör., Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ebelik Bölümü, ORCID NO: 0000-0002-2373-4133

4Öğr. Gör., Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, ORCID NO: 0000-0001-9991-626X

ÖZET

Bu derleme, travmatik doğum deneyiminin genetik aktarımı ve nesiller üzerindeki etkisinin

incelenmesi amacıyla planlanmıştır. “Epigenetik, gen aktarımı, travmatik doğum, doğum deneyimi”,

“epigenetics, genetic transmissions, traumatic birth ve experience” anahtar kelimeleri ile Science

Direct, Google Scholar, Cochrane, Medline, Pubmed veri tabanları taranarak erişim sağlanan makaleler

değerlendirilmiştir. Araştırmanın kapsamını 2012-2022 yılları arasında yayımlanan 9 çalışma

oluşturmuştur. Çalışma bulgularına göre, travmatik doğum eyleminin etkileri kadının hayatını ciddi

şekilde etkileyen bir sağlık sorunudur. Travmatik doğum oranı %45 olarak bilinirken, doğum sonrası

görülen travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) oranı ise %1,5-9 arasında değişmektedir. TSSB’nin

kadın üzerindeki etkileri postpartum süreçte başlayarak emzirme başarısı, anne ve bebek bağlanması,

sonraki doğum yapma tercihi ve doğum şekli tercihi olarak bilinmektedir. Kadın üzerindeki etkisine ek

olarak gebelik ve doğum eylemi süresince salgılanan hormonlarla yenidoğana gen aktarımı olmaktadır.

Gen aktarımıyla beraber sonraki nesillerin doğum algıları üzerinde etkisi bulunmaktadır. 2016 yılında

Amerika’da sağlıklı ailenin ebeveynleri ve çocukları ile yapılan ve depresyon, kaygı, korku gibi duygu

durum bozukluklarının nesiller arası aktarımın araştırıldığı çalışmada, manyetik rezonans görüntüleme

yöntemi kullanılarak ebeveyn ile çocuk arasında kortiko limbik sistemlerindeki gri madde hacmindeki

birliktelik derecesi incelenmiştir. Anne-kız çocuklarında kortiko limbik sistem morfolojisinin diğer

ebeveyn-yavru çiftlerinden (anne-oğul, baba-kız ve baba-oğul) daha fazla benzediğini ve bu benzerliğin

anlamlı derecede yüksek olduğu belirtilmiştir. Tüm kadınların sağlıklı bir gebelik, doğum ve doğum sonu

süreç yaşamalarının sağlanması, bu sürecin memnuniyet duygusu ile tamamlaması, ebelerin sorumlukları

arasında yer almaktadır. Tüm doğumların olumlu bir deneyim olarak yaşanması ve travmatik doğumların

önlenmesine yönelik sağlık sistemi, politikalar ve kurumsal bazdaki düzenlemelerin, iyileştirmeye

yönelik çalışmaların yapılması ve ebelerin bu çalışmalarda kilit sağlık personel olarak görev alması

gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: epigenetik, gen aktarımı, travmatik doğum, deneyim, nesiller arası aktarım

12th International İstanbul Scientific Research Congress

on Health Sciences Proceedings Book

186

MOTHERS AND DAUGHTERS: INTERGENERATIONAL TRANSFER OF

TRAUMATIC BIRTH EXPERIENCE

ABSTRACT

This review is planned to examine the genetic transfer of traumatic birth experience and its effect

on generations. The articles accessed by searching Science Direct, Google Scholar, Cochrane, Medline,

Pubmed databases with the keywords “epigenetics, gene transfer, traumatic birth, birth experience”,

“epigenetics, genetic transmissions, traumatic birth and experience” were evaluated. The scope of the

research consisted of 9 studies published between 2012-2022. According to the study findings, the

effects of traumatic birth is a health problem that seriously affects the life of women. While the traumatic

birth rate is known as 45%, the rate of post-traumatic stress disorder (PTSD) seen after birth varies

between 1.5 and 9%. The effects of PTSD on women, starting from the postpartum period, are known as

breastfeeding success, mother and baby attachment, choice of next birth and choice of delivery method.

In addition to the effect on the woman, there is a gene transfer to the newborn with the hormones

secreted during pregnancy and labor. Along with gene transfer, it has an effect on the birth perceptions of

the next generations. In the study conducted in the USA in 2016 with the parents and children of healthy

families and investigating the intergenerational transmission of mood disorders such as depression,

anxiety and fear, the degree of association between the parent and the child in the gray matter volume

in the cortico-limbic systems was examined using magnetic resonance imaging. It was stated that the

morphology of the cortico-limbic system in mother-daughter children was more similar than in other

parent-offspring pairs (mother-son, father-daughter and father-son), and this similarity was significantly

higher. It is among the responsibilities of midwives to ensure that all women have a healthy pregnancy,

birth and postpartum period and to complete this process with a sense of satisfaction. It is necessary to

make all births as a positive experience and to prevent traumatic births in the health system, policies and

institutional arrangements, improvement works and midwives should take part as key health personnel

in these studies.

Keywords: epigenetics, gene transfer, traumatic birth, experience, intergenerational transmission

ANNELER VE KIZLARI: TRAVMATİK DOĞUM DENEYİMİNİN NESİLLER

ARASI AKTARIMI

Gebelik ve doğum eylemi kadının yaşamı boyunca belirli bir süreci kapsayan, fizyolojik, psikolojik

ve çevresel birçok faktörden etkilenen ve kadınların pozitif ve negatif duygularla deneyimlediği bir

süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle ilk kez deneyimleyecek olan kadınlar tarafından korku

duyulan bir eylem olarak tanımlanabilir. Bunu etkileyen faktörler iç ve dış faktörler olarak karşımıza

çıkmaktadır. İç faktörler gebeliğin sağlıklı ve risksiz bir şekilde devam etmesi, planlı ve istenen gebeliğin

olması, annenin psikolojik durumu, annenin kronik hastalıklara sahip olması ve partneriyle iletişimi

gibi durumlardan oluşurken dış faktörler ise sosyo-ekonomik durum ve çevresel faktörler olarak ifade

edilmektedir. Çevresel faktörlerin başında yer alan aile ve arkadaşlardan edinilen olumsuz doğum

hikayeleri,doğum korkusunda etkili olmaktadır (Aktaş Reyhan & Dağlı, 2022).

Doğum korkusu doğumun travmatik bir şekilde deneyimlenmesine neden olabilmektedir. Travmatik

doğum, doğumla ilgili bazı deneyimleri ve olumsuz psikolojik tepkileri tanımlamak için kullanılan

karmaşık bir kavramdır. Bebeğe veya anneye zarar verme şeklinde fiziksel travma dahil olabilir ya da

fiziksel travmanın olmadığı durumlarda da yaşanabilir. Travmatik doğum deneyimi yaşayan kadınlarda

travma sonrası stres bozukluğu (PTSB) meydana gelebilmektedir. Doğum süresince yaşadıkları

çaresizlik ve korku doğum sonrası süreçleri ve yenidoğan sağlığını da olumsuz şekilde etkilemektedir

(Aydın & Yıldız, 2018).

12th International İstanbul Scientific Research Congress

on Health Sciences Proceedings Book

187

Annenin yaşamış olduğu travmatik doğum deneyimi süresince vücudunda meydana gelen kimyasal

reaksiyonlar bebeğe geçmektedir (Wilner, 2021).Gebelik ve doğum sürecinde etkisi olan oksitosin

hormonunun azalması travmatik olaylara bağlı meydana gelen komplikasyonların görülme sıklığını

arttırmaktadır. PTSB tedavilerinde oksitosin terapileri önerilmektedir (Sharma vd., 2020).

Tablo 1: Travmatik Doğum Deneyiminin Nesiller Arası Aktarımı ile İlişkili Araştırmaların İncelenmesi

Yazarlar Çalışma

Deseni

Ülke

Yılı

Temel Bulgular

Nada Pop-

Jordanova

Derleme Makedonya

2022

Doğum eylemi her kadın tarafından farklı bir

biçinde algılanmaktadır. Travmatik doğum

algısını istenmeyen gebelik, uzun ve müdahaleli

doğumlar, sağlık profesonelinin tutumu gibi

faktörler etkileyebilir. Travmatik doğum

deneyimi anne ve bebek sağlığı üzerinde olumsuz

etkisi bulunmaktadır. PTSB’na neden olabilir,

postpartum depresyon, bebeğin bakımının

reddedilmesi bunlardan bazılarıdır. Bu olumsuz

etkilerin ortadan kaldırılması kadının pozitif

doğum deneyimi yaşaması için bireyselleştirilmiş

bakım ve kadına psikolojik destek sağlanmalıdır.

Feyza AKTAŞ

Reyhan, Elif

DAĞLI

Tanımlayıcı

Çalışma

Türkiye

2022

Kadınların doğum algıları etraflarındaki doğum

hikayelerinden etkilenmektedir. Özellikle aynı

kuşaktan olan kişilerden, aile ve akrabalarından

edindikleri doğum hikayeleriyle kendilerini

özdeşleştirmeleri kendilerinin de olumsuz bir

deneyim yaşamasına neden olmaktadır

Giliane

McKelvina,

Gillian Thomson,

Soo Downe

Sistematik

Derleme

İngiltere

2021

Pozitif doğum deneyimlerini ve doğum

deneyimlerine katkıda bulunan farklı faktörleri

bulunmaktadır. Bununla beraber negatif olarak

algılanan doğum deneyimi travma sonrası

stres bozukluğu ve doğum sonrası depresyon

ve travmatik doğum deneyimi ile ilişkiler

saptanmıştır

Samata R.

Sharma, Xenia

Gonda, Peter

Dome, Frank I.

Tarazi

Derleme Amerika,

Bulgaristan

2020

Oksitosinin, doğum ve emzirmenin uyarılmasını

sağlamakla beraber hayatta kalmak için gerekli

davranışların teşvik edilmesi dahil olmak üzere

çok sayıda fizyolojik rolü vardır.Ayrıca çiftler

arası bağlanma, tanıma ve sosyal etkileşim gibi

sosyal davranışları düzenlemektedir.Bununla

beraber travmanın beyin ve vücut üzerindeki

etkilerini hafifletmede rol oynar, travmatik

olaylara karşı direnci arttırır

12th International İstanbul Scientific Research Congress

on Health Sciences Proceedings Book

188

Kerstin Uvnäs-

Moberg,

Mechthild M.

Gross,

Jean Calleja-

Agius, Andee

Agius, Soo

Downe

Scoping

Review

İsveç,

Almanya,

Malta

2020

Çalışma sonuçlarına göre metilasyon hem genel

olarak hem de belirli genler için doğum ve doğum

sırasındaki olaylardan kaynaklanabilmektedir.

Doğumla beraber salgılanan yüksek miktardaki

oksitosinin hem annelerde hem de yeni

doğanlarda sosyal davranış ve anti-stres etkileri

üzerindeki etkisine dair güçlü kanıtlar vardır

Judith Elwooda

, Elaine Murray,

Aleeca Bell,

Marlene Sinclair,

W. George

Kernohan, Janine

Stockdale

Sistematik

Derleme

İngiltere

2019

Stresli yaşam olaylarında, doğum sonrası

dönemde, annenin çocuklukta yaşadığı olumsuz

deneyimlerde etkin rol oynayan bazı genler

tespit edilmiştir. Antenatal ve erken postnatal

tarama prosedürleriyle bu genlerin tespiti yapılıp

postpartum depresyon gelişme riskine karşı

gerekli önlemler alınmalıdır

Sarah Ellen

Braun, Dana

Lapato, Roy

E. Brown, Eva

Lancaster,

Timothy P.

York, Ananda

B. Amstadter,

Patricia A. Kinser

Sistematik

Derleme

Amerika

2019

Doğumla beraber başlayan majör depresyonun

yenidoğan sağlığını doğrudan etkilediği ve

ilerleyen yıllarda olumsuz çocuk sağlığı

sonucuyla ilişkilendirildiği bilinmektedir.

Anneden çocuğa aktarımın DNA metilasyonu ile

olduğu bilinmektedir (Braun vd., 2019).

8 Nihal Aydın,

Hatice Yıldız

Derleme Türkiye

2018

Travmatik doğum deneyimi önemli bir sorun

olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu deneyimi

yaşayan kadınların aile içindeki rolleri, sonraki

doğum deneyimleri ve bunların sonucunda

gelecek nesillerin doğum deneyimini olumsuz

şekilde etkilemektedir.

Bu sebeple tüm doğumların olumlu bir deneyim

olarak yaşanması ve travmatik doğumların

önlenmesine yönelik sağlık sistemi, politikalar ve

kurumsal bazdaki düzenlemelerin, iyileştirmeye

yönelik çalışmaların yapılması gerekir. Tüm

kadınların gebelik sürecinden başlayarak doğum

ve doğum sonrası süreçleri kapsayacak şekilde

sağlıklı ve memnun bir şekilde tamamlaması

gerekmektedir (Aydın & Yıldız, 2018)

9 Karyne B. Wilner Derleme Amerika

2018

Savaş, ebeveyn istismarı, çevresel stresörler

annenin kan basıncındaki artış, doğum korkusu

fetüsü etkilemektedir. Fetüsün genlerindeki

proteinleri değiştirerek ileriki yaşamlarında daha

fazla akıl hastalığına ve ciddi sağlık sorunlarına

yol açabileceğini göstermektedir (Wilner, 2021).

12th International İstanbul Scientific Research Congress

on Health Sciences Proceedings Book

189

Tartışma ve Sonuç

Travmatik doğum eylemi kadını psiko-sosyolojik olarak olumsuz bir şekilde etkilemekte, anne

ve yenidoğan sağlığını risk altına almaktadır. Bu nedenle gebelik öncesi süreçten itibaren başlayarak

kadınların emosyonel ve sosyal yönden desteklenmesi sağlanmalıdır.

Gebeliğin planlanması, gebelik süreci ve bu süreçte meydana gelebilecek riskli durumlar hakkında

bilgi verilmelidir. Gebelik süresince vücutta endorfin ve oksitosin salınımının arttırılması amacıyla

egzersiz yapılması önerilmelidir.

Doğumun doğal bir eylem olduğu, meydana gelebilecek beklenmedik durumlarda sağlık profesyoneli

ve hastane imkanlarının müdahale için hazır ve yeterli olduğu bilgisi kadına verilmelidir.

Sağlık profesyonelleri gebenin pozitif doğum deneyimi yaşayabilmesi için onları sürece dahil etmeli,

bilgi vermeli ve eylem süresince destek sağlamalıdır. Gebelik ve doğum süreçlerine eşinin dahil edilmesi

sağlanmalıdır. Doğumda eş desteği sağlanması için sağlık politikaları düzenlemelidir. Pozitif doğum

deneyimi için Dünya Sağlık Örgütü’nün kanıta dayalı önerileri doğrultusunda doğum hizmetlerinin

planlanması ve uygulanması ile ebeler anne ve yenidoğan sağlığının korunmasında ve yükseltilmesinde

aktif rol almalıdır.

Kaynakça

Aktaş Reyhan, F., & Dağlı, E. (2022). Doğum Anılarının Üç Kuşak - Kuşaklararası Aktarımı ve Üçüncü Kuşaktaki

Doğum Algısına Etkisi. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 11(3), 1143–1150.

Aydın, N., & Yıldız, H. (2018). Effects of traumatic birth experience and transmission intergenerational<p>Travmatik

doğum deneyiminin etkileri ve nesiller arası aktarımı. Journal of Human Sciences, 15(1), 604. https://

doi.org/10.14687/jhs.v15i1.5175

Braun, S. E., Lapato, D., Brown, R. E., Lancaster, E., York, T. P., Amstadter, A. B., & Kinser, P. A. (2019). DNA

methylation studies of depression with onset in the peripartum: A critical systematic review. Neuroscience

and Biobehavioral Reviews, 102(October 2018), 106–122. https://doi.org/10.1016/j.neubiorev.2019.04.005

Elwood, J., Murray, E., Bell, A., Sinclair, M., Kernohan, W. G., & Stockdale, J. (2019). A systematic review investigating

if genetic or epigenetic markers are associated with postnatal depression. Journal of Affective

Disorders, 253(April), 51–62. https://doi.org/10.1016/j.jad.2019.04.059

McKelvin, G., Thomson, G., & Downe, S. (2021). The childbirth experience: A systematic review of predictors

and outcomes. Women and Birth, 34(5), 407–416. https://doi.org/10.1016/j.wombi.2020.09.021

Pop-jordanova, N. (2022). CHILDBIRTH-RELATED PSYCHOLOGICAL TRAUMA.

Sharma, S. R., Gonda, X., Dome, P., & Tarazi, F. I. (2020). What’s Love Got to do with it: Role of oxytocin in trauma,

attachment and resilience. Pharmacology and Therapeutics, 214, 107602. https://doi.org/10.1016/j.

pharmthera.2020.107602

Uvnäs-Moberg, K., Gross, M. M., Agius, A., Downe, S., & Calleja-Agius, J. (2020). Are there epigenetic oxytocin-

mediated effects on the mother and infant during physiological childbirth? International Journal of

Molecular Sciences, 21(24), 1–13. https://doi.org/10.3390/ijms21249503

Wilner, K. B. (2021). The Wounding Womb: Healing Prenatal Trauma. International Body Psychotherapy Journal,

19(2), 56–63. https://link.gale.com/apps/doc/A650247199/AONE