SPLENİK LEZYONLARIN TANISINDA KOR BİYOPSİNİN ROLÜ; EKSTRAMEDÜLLER HEMATOPOEZ OLGU SUNUMU


Nazar M. H., Güler B.

31. Ulusal Patoloji Kongresi, İzmir, Turkey, 26 - 30 October 2022, pp.332-333

  • Publication Type: Conference Paper / Summary Text
  • City: İzmir
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.332-333
  • Bezmialem Vakıf University Affiliated: Yes

Abstract

ÖZET

Giriş: Çoğunluğu rezeksiyon olan splenik biyopsiler

patoloji rutininde seyrek karşılaşılan spesmenlerdir. Splenektomi

sebepleri çoğunlukla travma, daha sonra lenfoid/

myeloid neoplaziler, vasküler ve kistik lezyonlar olarak sayılabilir.

Ekstramedüller hematopoez ve hemolitik anemi gibi

non-neoplastik hematolojik antiteler de splenik biyopsilerdeki

tanı çeşitliliğini arttırmaktadır. Kor biyopsi örnekleme yöntemi,

splenik lezyonlara yaklaşımda majör komplikasyonlar ve

teknik zorluklar sebebiyle girişimsel radyologlar tarafından

genellikle tercih edilmemektedir.

Olgu: Bilinen serebrovasküler atak ve asetilsalisilik asit kullanım

öyküsü bulunan, halsizlik şikayetiyle hastanemize

başvuran 71 yaşındaki erkek hastanın tetkiklerinde anemi

(Hb:10,52 g/dL) ve LDH (592 U/L) yüksekliği saptanmıştır.

Üst batın tomografisinde, dalak anterior posterior çapı 153

mm ölçülmüş olup artmış, parankim dansitesi doğal görülmüştür.

Pozitron emisyon tomografisinde (PET-CT), splenik

FDG tutulumu karaciğer parankimine denk düzeydedir (SUVmax:

3.8). Tariflenen bu nonspesifik bulgu düşük metabolik

aktiviteli lenfoproliferatif neoplaziler yönünden şüpheli bulunmuştur.

Radyolojik olarak görüntüleme eşliğinde 18G

tru-cut iğne ile kor biyopsi örneği alınmıştır. Hematoksilen-Eozin

kesitlerde, splenik doğal çatının net seçilemediği ödemli

dokuda difüz, polimorfik hücresel infiltrasyon izlenmiştir. Popülasyonun

büyük kısmını küçük boyutlu lenfoid hücreler

oluşturmaktadır. Arada kümeleşme gösteren nötrofil ve eozinofil

infiltrasyonu mevcuttur. İmmünohistokimyasal CD61

ile pozitif, bir kısmı hiperkromatik, hiperlobe nükleuslu, getoplazmalıizlenniş

sitoplazmalı, dismorfik özellikler gösteren megakaryosit

formları dikkati çekmiştir. E-cadherin ile eritroid öncü hücre

grupları da tespit edilen olguya ekstramedüller hematopoez

tanısı verilmiştir. İşlem sonrası komplikasyon gelişmeyen hasta

halen takipte olup, klinik açıdan stabildir.

Sonuç: Özgün vasküler yapılanmaya sahip dalak dokusunda

yüksek kanama riski sebebiyle kor biyopsi örnekleme yöntemi

rutin olarak tercih edilmemektedir. Ancak seyrek de olsa

splenektomi için yüksek komorbidite taşıyan hastalarda daha

az invaziv olan bu yönteme şans verilmektedir. Histopatolojik

değerlendirmesi patologlar için zorlayıcı olabilen bu örneklerde,

ayırıcı tanıda ekstramedüller hematopoezin de akılda

bulundurulmasının gerektiğini düşünmekteyiz.

Anahtar Kelimeler: Dalak, Ekstramedüller hematopoez, Kor

biyopsi