23. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji ve Diyabet Kongresi, Antalya, Turkey, 17 - 21 April 2019, no.24, pp.133
Amaç: İrisin, “Fibronectin type III domain containing 5” (FNDC5) adı verilen bir transmembran proteinin yıkımı ile ortaya çıkan yeni
keşfedilmiş bir adipomyokindir. Daha önce prepubertal dönemde ve puberte evrelerinde irisin düzeylerinde değişiklik olduğu saptanmıştır.
Puberte başlangıcını tetikleyen mekanizmalar halen tam olarak açıklanamamakla beraber periferik yağ dokusu ve oradan salgılanan
adipokinlerin santral sinir ağını uyararak puberte başlangıcını tetikleyebileceği hipotezi vardır. Çalışmamızın amacı puberte prekokslu,
prematür telarşlı ve prepubertal çocuklarda irisin düzeylerini karşılaştırmak, bu adipomyokinin bir belirteç olarak kullanılıp
kullanılamayacağını incelemekti.
Gereç-Yöntem: Çalışmaya 33’ü puberte prekoks, 31’i prematür telarş, 30’u kontrol grubunda olmak üzere toplam 94 kız çocuğu dâhil edildi.
Yaş ve vücut kitle indeksleri (VKİ) standart deviasyon skoru (SDS) benzer gruplar oluşturuldu. Gruplar arasında irisin düzeyleri karşılaştırıldı.
Ayrıca irisin ile yaş, VKİ-SDS, boy-SDS, ağırlık-SDS, kemik yaşı, uterus uzun aksı, sağ over boyutu, sol over boyutu, bazal FSH, bazal LH, pik
FSH, pik LH ve östradiol (E2) arasındaki korelasyonlar incelendi. Çoklu regresyon analizi ile irisin düzeyini etkileyen en önemli faktörler
belirlendi.
Bulgular: Puberte prekoks, prematür telarş ve kontrol grubunu karşılaştıran tablo aşağıdadır (Tablo 1). İrinsin ile VKİ-SDS, boy-SDS, ağırlık-
SDS, kemik yaşı, uterus uzun aksı, sağ over boyutu, sol over boyutu, bazal FSH, bazal LH, pik FSH ve pik LH arasında pozitif korelasyon
saptanmıştır. Çoklu regresyon analizinde irisin ile ilişkili en önemli faktörün pik LH düzeyi olduğu sonrasında sırası ile yaş ve VKİ-SDS olduğu
görülmüştür. Yapılan ROC analizinde eşik değer 631 ng/mL alındığında puberte prekoks tanısı için sensivite ve spesifitesinin çok yüksek
olduğu gösterildi.
Sonuçlar: Puberte prekoks grubunda irisin düzeyleri prematür telarş ve kontrol grubundan anlamlı derece yüksek bulunmuştur. İrisin
yüksekliğinin puberte başlangıcı üzerine etkili olabileceği hipotezine destek veren bir bulgu olmakla beraber bu çalışma ile bu hipotezi
kesinleştirmek mümkün değildir. Puberte sırasında artmış kas ve yağ dokusunun irisin düzeylerinin artışında rolü olabileceği de
düşünülebilir. Tüm bunlara karşın irisin düzeylerindeki bu artışın puberte prekoks tanısında faydalı olabileceği ve hasta sayısı daha yüksek
çalışmalar yapıldıktan sonra bir marker olarak kullanılabileceği kanaati oluşmuştur.