in: “YAŞLILARA BAKIM, İSTİHDAMA KATILIM” PROJESİ YAŞLI-HASTA BAKIMI EĞİTİMLERİ DERS NOTLARI, Doç. Dr. Hasan Hüseyin EKER, Editor, Mavi Ofset, İstanbul, pp.235-240, 2012
Dünya sağlık örgütünün tanımlamasına göre (DSÖ) 65 yaş ve üzerindeki bireylere yaşlı
denmektedir. Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan devam
eden bir süreçtir. Zamana bağlı olarak, hastalık söz konusu olmaksızın ortaya çıkan anatomik
yapı ve fizyolojik işlev değişiklikleridir. Dünyada tüm ülkelerin yaşlı nüfusunda sürekli
bir artış söz konusudur.
Bu artışın en önemli nedenleri arasında, doğurganlık hızlarında ve ölüm hızlarındaki azalma
gelmektedir. Ayrıca gelişen teknoloji ile birlikte, hastalıkların tanı ve tedavisindeki ilerlemeler
de insan ömrünün uzamasındaki önemli etkenlerdendir.
Yaşlılıkta vücutta bir takım değişiklikler meydana gelir. Vücut ağırlığı azalmaya başlar. Özellikle
80 yaştan sonra ağırlık kaybı daha belirginleşir. Kemiklerdeki kalsiyum miktarı azalır.
Bu değişikliğe bağlı olarak düşme ve kırık riski artar. Eklem esnekliğinde azalma ve eklem
hareketlerinde kısıtlılık nedeni ile hareketlilik azalır. Vücuttaki su yüzdesi azalarak yaklaşık
% 60’dan % 50’ye düşer. Aslında yaşlılık tedricen kurumaktır şeklinde de ifade edilebilir.
Yaşlılık döneminde yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması; sağlığın korunması, iyileştirilmesi
ve geliştirilmesi, yaşam süresinin ve kalitesinin arttırılmasında önem taşımaktadır.
Yaşlılıkta sağlıklı beslenmede, aşağıdaki önerilere dikkat edilmelidir.