Depresyonda erişkin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile durumluk ve sürekli anksiyetenin ilişkisi


Kılıç Ö., Boylu M. E.

6. Psikiyatri Zirvesi 13. Anksiyete Kongresi, Antalya, Turkey, 4 - 07 November 2021, pp.221

  • Publication Type: Conference Paper / Summary Text
  • City: Antalya
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.221
  • Bezmialem Vakıf University Affiliated: Yes

Abstract

Amaç: Komorbid bozukluklar erişkin dönemde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) görünümünü etkileyebilir. Klinik

çalışmalarda DEHB tanısı konan bireylerde en sık eş tanılar depresif bozukluklar ve anksiyete bozukluklarıdır [1]. Depresyon tanılı

hastalarda ise DEHB sıklığı % 9.4 olarak gösterilmiştir [2]. Sürekli anksiyete, DEHB belirti şiddeti ile işlevsel bozulma arasındaki ilişkiye

aracılık etmektedir [3]. Bu çalışmanın amacı depresyon hastalarında DEHB’nun durumluk ve sürekli anksiyeteyle ilişkisinin

incelenmesidir.

Metod: Bir üniversite hastanesi psikiyatri polikliniğinde değerlendirilen, Mental Bozuklukların Tanımsal ve Sayısal El Kitabı Tanı

Ölçütleri 5. Baskısına (DSM-5) göre depresyon tanısı alan, anksiyete bozukluğu eş tanısı olmayan hastalar çalışmaya alındı. Hastalar

erişkin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu özbildirim ölçeği (ASRS v1.1) DSM-5 DEHB tarama ölçeği (ASRS-5), durumluk ve

sürekli anksiyete (STAI-I, STAI-II) ve Beck depresyon özbildirim ölçeklerini doldurdu. Araştırma için üniversite girişimsel olmayan

araştırmalar etik kurulundan onay alındı. Çalışma Helsinki Deklarasyonu'na uygun şekilde yürütüldü. Tüm katılımcılar, çalışmanın amacı

ve içeriği anlatıldıktan sonra yazılı ve aydınlatılmış onam verdi.

Bulgular: Çalışmaya alınan depresyon tanılı 38 hastanın (29 kadın, 9 erkek) yaş ortalaması 30.2 ± 11.2’ydi. 11’i (%29) evli, 27’si (%71)

bekardı. 26’sının (%68.4) eğitim düzeyi üniversite ve üstündeydi. 13’ü (%34.2) öğrenci, 12’si (%31.6) çalışan, 12’si (%31.6) çalışmayan

bireylerdi, bir kişi (%2.6) emekliydi. 25 kişinin (%65.8) maddi durumu orta düzeydeydi. 16 kişi (%42) sigara kullanmaktaydı. Hem

ASRS-5 (p=0.047, r=0.33), hem ASRS v1.1 (p=0.004, r=0.46) sürekli anksiyeteyle pozitif yönde ilişkiliydi. ASRS v1.1 durumluk

anksiyeteyle pozitif yönde ilişkili bulunmuşken (p=0.002, r=0.48), ASRS-5 ile durumluk anksiyete arasında ilişki bulunamadı (p=0.071 ,

r=0.30).

Tartışma ve Sonuç: Bu çalışmada depresyon tanılı erişkin hastalarda DEHB taramasında kullanılan iki ölçeğin durumluk ve sürekli

anksiyete ile ilişkileri incelenmiştir. Hem ASRS-5 hem ASRS v1.1. sürekli anksiyeteyle pozitif yönde ilişkiliyken, ASRS v1.1 durumluk

anksiyeteyle pozitif yönde ilişkili bulunmuş, ASRS-5’le durumluk anksiyete arasında ilişki bulunamamıştır. Bulgularımız, depresyon

hastalarında anksiyeteli depresyonun, anksiyetesiz depresyona kıyasla ASRS v1.1. puanlarıyla daha fazla ilişkili olduğunu gösteren

çalışmayla uyumludur [4]. Yeni ve geniş örneklemli bir klinik çalışmada da ASRS v1.1’le ölçülen özbildirim DEHB puanlarının Beck

depresyon puanlarıyla pozitif ilişkili olduğu ortaya konmuş, depresyon puanları düştükçe, DEHB olarak pozitif taranan hasta sayısının da

düştüğü gösterilmiştir [5]. Depresyon tanılı hastalarda ASRS-v1.1’ in DSM-IV’e göre ve klinik görüşme ile konulan tam sendrom DEHB

tanısı için % 60 duyarlılık, % 68.6 özgüllük; % 21.4 pozitif tahmin değeri, % 92.3 negatif tahmin değeri ortaya konmuştır. Depresyon

hastalarında DEHB tarandığında negatif sonuç alınmasının DEHB’nun bulunmadığını güçlü şekilde ortaya koyabildiği, ancak tarama

sonucu pozitifse bu pozitifliğin depresyondan mı DEHB’ndan mı kaynaklandığının incelenmesi gerektiği şeklinde yorumlanmıştır [4].

Erişkin depresyon hastalarında, DEHB eştanısı araştırılırken durumlarda anksiyetenin de DEHB tarama ölçek puanlarını etkileyebileceği

göz önünde bulundurulmalıdır. Durumluk anksiyetesi yüksek olan depresyon hastalarında DEHB taranması için, ASRS-5 ölçeği ASRS

v1.1’e göre daha uygun olabilir.